Sayın Patron,
Başarınızı neye bağlıyorsunuz?
Çalıştığım patronlara ilk sorduğum ve üzerinde uzun uzun konuştuğumuz sorulardan biri bu.
Bazı patronlar, başarılarını çok çalışmalarına bağlıyor.
Bazıları dürüst olmalarına.
Bazıları da şansa veya tesadüfe.
Bu cevaplar bize çok önemli üç sorunu gösteriyor:
1, Patron neden başarılı olduğu üzerinde düşünmemiş veya düşünmüş ama doğru sonuca ulaşamamış.
Bu çok tehlikeli bir durum. Çünkü patron neden başarılı olduğunu bilmiyorsa neden başarısız olacağını da bilmiyor demektir.
2. Patron kendini işe öylesine vermiş ki, kendisini unutmuş.
Sık karşılaştığımız bir durum. Patron, kendini unutunca yaşamında mutlu ve sağlıklı olması imkansız. Patronun bu büyük bedeli ödemesine gerek olmadığını düşünüyoruz.
3. Patronu rol modeli alıp başarılı olmak isteyen nitelikli çalışanların yol haritası yok.
Bu da şirket için büyük kayıp. Çünkü nitelikli çalışanların patronun başarısının nedenlerini anlamasını, benimsemesini, örnek almasını ve kendi yaşamına uygulamasını imkansız hale getiriyor ve şirketin beklenen yaşam süresini kısaltıyor.
Eğer siz bana, “Türkiye’deki patronların başarısını neye bağlıyorsunuz?” diye sorarsanız, 200’ü aşkın patronla bugüne kadar yaptığımız ve ekip arkadaşlarımla birlikte üzerinde çok kafa yorduğumuz çalışmaların sonucunu paylaşabilirim.
Eski Yunan filozofu Herakleitos “karakteri insanın kaderidir” diyor.
Biz de bu bakış açısı içinde, Türkiye’deki patronların başarısını kendisinin ve çekirdek ekibinin (en az 1 en fazla 10 kişi) karakter özelliklerine dayanarak açıklıyoruz.
Çünkü karakteri tekrar eden davranışlar olarak görüyoruz.
Bilimsel metodoloji içinde karakterin yeni tekrar eden davranışların, tanımlanabilir, gözlemlenebilir ve ölçülebilir olduğu için sonucu en iyi açıklayıcı değişken olduğunu değerlendiriyoruz.
Bu bağlamda, bize göre Türkiye’deki patronların başarısı, kendilerinin ve çekirdek ekibinin “sorun çözücü” karakterde olmasına bağlıdır.
Bu model, patronların %80’inin başarısını açıklar ama %20’lik istisnai durum olabilir.
Sorun çözücü patron ve çekirdek ekip profili için uzmanlık, işkolik olma, inisiyatif alma, uyanık olma, yaratıcı olma, bencil olma, ketum olma, sadık olma, hızlı olma, disiplinli olma, rekabetçi olma anahtar kelimelerdir.
Şimdi kısaca bu anahtar kelimeleri açıklayalım.
Türk patronları ve çekirdek ekipleri bir alanda uzmandır, bilgiye ve tecrübeye önem verirler.
Kendi uzmanlık alanlarındaki problemleri, iş fırsatına, çözüme, paraya dönüştürme becerileri vardır.
İşkoliktirler.
İşle yatıp işle kalkarlar.
İşi proje gibi görürler, karar verdikten sonra uygulamaya geçerler ve sonuç alırlar.
Her zaman disiplinli ve işin başındadırlar.
Çalışanlarında kendileri gibi disiplinli ve işin başında olmasını beklerler.
İş gerektirmiyorsa çatışmaya girmezler.
Özgüvenleri yüksektir.
Güçlü bir benlik duygusuna sahiptirler ve egoisttirler.
İnisiyatif alırlar. Gücü, iktidarı severler ve kullanırlar.
Sonuç alabilmek için çalışanları aşırı derecede zorlayabilirler.
Ne istediklerini bilirler ve bu nedenle direkt iletişim kurarlar.
Uyanıktırlar ve ikna edilmeleri zordur.
Gerçekçidirler, rakamlara, verilere önem verirler.
Birçok işi aynı anda yürütebilirler.
Kurallara, sisteme, disipline inanırlar.
Kaliteyi yükseltmek için çabalarlar.
Değişimi anlarlar ve getirdiği fırsatları değerlendirirler.
Başarılı kişiyle, başarısız kişiyi hızlı bir şekilde ayırırlar ve başarısız kişiyi dışlarlar.
Buna karşılık takım oyunu oynamazlar, onlara sonuç almak için bireysel oyun daha pratik gelir.
Ketumdurlar.
Az konuşurlar.
Çok konuşana iyi gözle bakmazlar.
Duygularını belli etmezler, çalışanlarında belli etmesini istemezler.
Robot gibi görünebilirler ve iş dışında iletişim kuramazlar.
Eleştirici ve yanlış bulucu olmaları, çalışanların cesaretini kırar, esasen ilişkilerde yaşadıkları zorlukların temelini oluşturur ama bunu anlayamazlar.
Kendilerinin ve ilişkide oldukları insanların rahat, huzurlu ve mutlu olması zordur ve bu durum zaman içinde başka sorunlara yol açar.
Çalışanları korkutabilirler.
Çalışanlar, patronu ve çekirdek ekibi, merhametsiz olarak görebilirler.
Detaycı ve mükemmeliyetçi oluşları, işin delege edilmesini zorlaştırır, şirketin enerji ve zaman kaybı yaşamasına sebep olur.
Otokrat yönetim tarzları, nitelikli çalışanları şirketten soğutabilir ve uzaklaştırabilir.
Başkalarını dinlemeye pek sabırları ve tahammülleri olmaması şirket ikliminin soğuk olmasına sebep olabilir.
Aşırı talep edici olduklarından, çalışanların yaratıcılığını köreltebilirler.
Önemsiz konularda aşırı duyarlı olabilirler ve pire için yorgan yakabilirler.
Rutin işlerden ve bu işleri yapanlardan hoşlanmazlar.
Bu nedenle kurdukları mükemmel sistemler uzun süre yaşamaz ve kalıcı olmaz.
Üstüne giderseniz veya eleştirirseniz hemen savunmaya geçerler.
Bize göre, kısaca Türk patronların ve çekirdek ekiplerinin profili budur.
Bu özellikleriyle başarıyı yakalamaktadırlar.
Aynı zaman da şirketlerimizin karşılaştıkları sorunların nedenleri de bu karakter özellikleridir.
Daha önceki yazılarımızda, Türkiye’deki şirketlerin en önemli yapısal sorunu olarak bahsettiğimiz yönetim ve satış ekiplerinin zayıflığının nedeni, buna karşılık, teknik, mali ve idari işler ekiplerinin sağlamlığının nedeni de bu özelliklerdir.
Çünkü şirket patronun ve çekirdek ekibin yansımasıdır.
Patronun ve çekirdek ekibin güçlü yanları şirketin güçlü yanlarıdır.
Patronun ve çekirdek ekibin zayıf yanları da şirketin zayıf yanlarıdır.
Sayın Patron, zamanınızın çok değerli olduğunun farkındayım ve sözü fazla uzatmak istemiyorum.
Siz başarınızı neye bağlıyorsunuz?