Kendime notlar: Depremden çıkarttığım dersler III

Liyakat esaslı yönetim

Toplumumuzun birlikteliği ve geleceği için bu konu çok önemli.

Depremden sonra, toplumumuz bu önemli konuyu yeniden gündeme aldı ve tartışıyor.

Bana göre Türkiye'de liyakat sistemini uygulamanın önündeki engeller şunlar:

1.     Kültürümüz ve toplumsal yapımız: Toplumumuzun bazı kesimleri, “bizden olsun da kim olursa olsun” diyerek liyakat esasına dayalı atamaları istemiyor. Böyle olunca toplumu yönetenlerde, liyakat sistemi yerine, etnik veya dinî bağlantılara dayalı atamalar yapıyorlar. Böylece başarısız olsalar dahi makamlarını ve mevkilerini koruyabiliyorlar.

2.     Siyasi atamalar: Türkiye'de siyasi parti liderleri veya yöneticileri, devlet kurumlarına yaptıkları atamalarda liyakat sistemi yerine siyasi sadakat esasına dayalı atamaları yapıyorlar. Ancak bu şekilde kendilerini daha güvende ve başarılı hissedebiliyorlar.

3.     Nepotizm: Türkiye'de, bazı işletmeler veya devlet kurumları, akrabalarını, yakınlarını işe alıyor veya terfi ettiriyorlar, liyakat sistemi yerine, akrabalık veya kişisel bağları daha önemli görüyorlar. Böylelikle kendilerini daha güvende ve başarılı hissedebiliyorlar.

4.     Objektif kriterlerin yokluğu: Türkiye'de, işe alımda ve terfilerde objektif kriterler yerine, kişisel ilişkiler ve yöneticilerin kendi değerlendirmeleri daha etkili olduğu için liyakat sistemini uygulamak zorlaşıyor.

5.     Eğitim düzeyinin düşük olması: Türkiye'de, eğitimli ve nitelikli kişilerin sayısının az olması, liyakat esasına dayalı işe alım ve terfileri engelliyor.
Bloga dön